Anasayfa / Tarım, Çevre, Orman ve Hayvancılık / Sındırgı’nın Değişen Arazi Kullanımı (1990 – 2019)

Sındırgı’nın Değişen Arazi Kullanımı (1990 – 2019)

Kentler tarihsel süreçte incelendiğinde sürekli bir değişim içerisindedir. Bu değişim fiziksel olduğu kadar mekânsal, siyasal, kültürel ve ekonomik olarak da gerçekleşmektedir. Meydana gelen bu değişimlerin en görüleni, değişen ve gelişen ekonomik kaynakların çeşitlenmesi sonucunda tarım sektörünün etkisini kaybetmesi ve zamanla yerini yerleşik alana ya da sanayi sektörüne bırakmasıdır.
Bu çalışmada Sındırgı’nın arazi kullanımının 30 yıl içinde nasıl, ne şekilde değiştiği, Google Earth Pro (2010-2019) ve CORINE (1990-2018) sistemine göre analiz edilmiştir. CORINE, Avrupa Birliği için çevre ile ilgili öncelikli konularda (hava, su, toprak, arazi örtüsü, kıyı erozyonu) bilgi toplayan bir programdır.
Hazırlanmış olan yıllara göre haritalarda da görüldüğü gibi en yaygın arazi kullanım sınıfını sürekli sulanan tarım alanları oluşturmaktadır. İlçede en dikkat çekici değişim ise sulanan karışık tarım alanının yerleşik alanına dönüşmesi ve sulanmayan karışık tarım alanı ile olmuştur. Ekolojik olarak hassas bir sahaya sahip ve doğal koşulların elverişliliği bakımından potansiyeli daha çok ekili ve dikili tarım alanı ile meraya uygunluk gösteren arazilerin bir kısmında tarımsal üretimler yapılmaktadır. 1990 yılından 2019 yılına kadar veriler karşılaştırıldığında 2000 yılından sonra arazi kullanımı açısından tarım alanlarının birçoğu kentsel kullanıma açılmıştır. Bu durum özel mülkiyet arazilerinde önceleri bağ evi olarak kullanmak üzere yapılmış daha sonra sayıları arttığında yerleşik alan ile bütünleşerek kentsel kullanım alanlarına dahil edilmiştir. Bu artış ile hızlı bir değişim ve gelişim sürecine girmiş olduğu konut alanların tarım alanlarına baskı uyguladığı açıkça görülmekte ve ilçenin sınırlı olan tarım arazilerinin hızla yok olmasına neden olmaktadır. Yakın zamanda mekansal gelişimindeki gidişata müdahale edilmediği takdirde ilçede toprak ve su kaynakları başta olmak üzere ekosistemin diğer unsurları üzerinde de olumsuz etkiler oluşacağı kaçınılmazdır. Bu durumun önüne geçilmesi hala geri dönülemez bir noktada değildir. Yeni yapılmış olan çevre yolundan sonra verimli tarım arazilerine doğru kentsel alanın genişlemesini engellemek hem de çevre yolunun kenarındaki tarım alanlarına egzotik gazlarla, betonlaşma gelişmelerini ve toprak kaybı gibi sorunları engellemek amacıyla ağaçlandırılarak koruma bandı yapılabilir.
İlçede en az yayılışa sahip alan ise bitki değişim alanlarıdır. Serpiştirilmiş ağaçların arasında çalılık ya da otsu bitkilerin bulunduğu alanlar şeklinde tanımlanan bu alanlar, ağaçlık sahaların bozulduğu ya da yeni ormanlaştırılan alanları temsil etmektedir. Bu alanlar rehabilite edilerek, yöre halkının ekonomik kazanç sağlayabileceği ceviz, badem ve bal üretimi için uygun coğrafi potansiyele sahip olup, bu ürünlerde markalaşma ve ihracata yönelik üretim yapılabilir.
Sonuç olarak, 1990 yılından 2019 yılına kadar değişimler incelendiğinde, yanlış arazi kullanımı sonucunda oluşan tahribatların en aza indirilebilmesi için sivil toplum örgütleri yerel yönetimlerle birlikte konunun çözümüne yönelik ortak çalışmalar yürüterek kısıtlı bulunan tarım alanlarının korunup kullanılmasını teşvik etmeli ve yaygınlaştırmalıdır ayrıca yerleşime uygun alanların belirlenmesine ihtiyaç vardır. Bu koşulların uygunluğu doğrultusunda sürdürülebilir arazi kullanım belirlenmelidir.

Yazar: Fatma Bayram

Manisa Soma’da doğmuştur. Pamukkale Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunudur. Yeni yerler keşfetmeyi, fotoğraflama sanatı ile uğraşmayı ve kitap okumayı sevmektedir. Şehircilik ile ilgili konuları ele alarak yazılarına yer verecektir. Takipte kalın!

Dikkatini Çekebilir

Yörüklerin Toprak Küpler ile Sulama Sistemi

Yörüklerin doğal ve pratik yaşama metotlarından biri de toprak kaplar ile %100 su verimli sulama …