BİLGE KİMDİR VE BİLGE KİME DENİR?
Bilge, kendini Hak yoluna adayan ve bu yolda bir çok makamı aşarak bazı sırlara vakıf olan kimseye denir. Bilgeler, el-hikme de denilen Hak sırrına vakıf olmuş, İnsan-ı Kamil mertebesine ulaşmış olgun, alim, inançlı kişilerdir. İslamda bilgelik geleneğiyle Horasan erenleri, Anadolu erenleri gibi nice zatler Anadoluyu İslamla mayalamışlardır.
Sındırgı gibi Anadolu’nun birçok yöresinde Bilge dedeler o halkın manevi ihyası, bilinçlenmesi için çalışmışlardır. Bilgelik, tarafsız yargılama, merhamet, deneyimsel öz-bilgi, kendini aşma ve bağlanmama gibi öz niteliklerle ve etik ve iyilik gibi erdemlerle ilişkilidir. Bu vasıfları taşıyan kişiye bilge denir. Bilge dedeler bulundukları bölgenin manevi değerleridir.
Bilgelik insanlığın ortak birikimi ve bu anlamda tarih içinde sürdürülegelen, ancak kökenini ilk insanda bulan bir olgudur. Bu yönüyle Hz. Âdem ilk bilge, ilk hakimdir. Demek bilgelik peygamber menşelidir ve esas kaynağı ilahidir. “bilgelik” Yunan dışı toplumlarda da bir ideal şeklinde insani arayışın konusu olagelmiştir.
BİLGELER DİYARI SINDIRGI’NIN BİLGE DEDELERİ
Bilgeler diyarı Sındırgı’da 8’i meşhur onlarca Anadolu ereni olan bilge dedesi var. Bayırlı köyüne adını veren Cüneyt Dede, Işıklarda Ahmet Dede, İzzet’inde İzzet Dede, Kocabey’de Çekem Dede, Hisaralan’da İbrahim Dede, Süller’de Yarbay Dede, Sındırgı Mezarlığında Kılavuz Dede, Işık dede, Pürsünler’de Yaren dede, Aslandede köyünde Aslan dede, Sinandede köyünde Sinandede, eğridere İbrahim Akbaş dede, Hacıapti, İbiller ve Gölcük Yaren dedeleri, barajdaki Abdullah dede, yüreğilli Yahya dede, vb. Hepsine rahmet olsun ki bu memleketin ihyası için çalışmışlar, Kurân’ı, sünneti anlatmışlar…
DEDE TALİPLERİ EĞİTEN, YOL GÖSTERENDİR.
Sındırgı’da bilge kişilere verilen adıyla dedeler sadece dini rehber olarak değil aynı zamanda dünyevi lider olarak da kabul edilirler. Dedelik makamı alevilik ve Bektaşilikte bir makam olarak görülse de bizim bölgemizde önder, lider, ehli maneviyat kimselere verilen addır.
DEDELER VE ÇİLE UYGULAMASI
Tasavvufta tarikatlerde derviş dedeler çilehane adı verilen, 1 kişinin sığabileceği küçük hücrelerde çileye soyunurlar. Bu işleme aynı anlama gelen Arapça erbain (40) adı da verilir. Başlama ve bitirme de erbaine girmek; erbaînden çıkmak gibi tabirlerle karşılanır. Adeta bir mezar gibi olan bu mekanda 40 gün müddetle küçük, temiz ve sakin bir yerde yeme, içme ve uykuyu azaltarak ibadet ve riyazetle meşgul olma, kendisi ve insanlık için dua etme anlamına gelmektedir.
Bu uygulama; Hz.Musâ’nın vahiy almak için kırk gece Tûr dağında kalarak ibadet ettiğine işaret eden ayet yoluyla Kur’ana; “Kırk günü Allah için ihlas ve samimiyetle geçiren kimsenin dili hikmet pınarlarıyla beslenir” hadisinden hareketle de Hz. Peygamber’e dayandırılır.
SINDIRGI’YA NEREDEN GELDİLER
Bilge dedeler Sındırgı’ya ortaasya, İstanbul, Bursa gibi diyarlarda eğitimini tamamladıktan sonra irşad vazifesini yapmak, Anadoluyu İslam, ahlak ve ilim ile geliştirmek amacıyla gelmişlerdir. Sındırgı’nın bazı köylerine ismini veren bu dedeler halk tarafından da benimsenmiş onların hatırına geleneksel hayırlar düzenlemişlerdir. Mezarları türbe haline getirilmiştir ve her zaman ziyaret edilmektedir. Manevi değerlerimiz olan bilge dedelerimize rahmet olsun.