Sındırgı; Balıkesir ilinin güneydoğusunda, Ege ve Marmara Bölgelerinin sınır hattında yer alan bir orman ilçesidir. Akdeniz, Karadeniz ve bozkır iklim tiplerinin kesiştiği bir noktada bulunan ilçe, barındırdığı iklim çeşitliliği ve engebeli arazi yapısı sayesinde birçok farklı ekosistem ve canlı türüne ev sahipliği yapmaktadır. İlçe genelinde farklı iklimlere özgü birçok canlının yaygın veya seyrek olarak görülmesi ilçeyi; Kaz Dağları, Uludağ ve Ulus Dağı‘nı temel alarak Balıkesir ovasını çevreleyen çok büyük bir doğal rezervin değerli bir parçası yapmaktadır.
Genel hatları ile ilçenin güneyinde Kertil Dağları uzanırken doğusundan Ulus Dağı yükselmektedir. Kuzey ve batı kesimlerini ise irili ufaklı birçok tepe kaplamaktadır. Marmara Bölgesi’nin önemli akarsularından biri olan Simav (Susurluk) Çayı; ilçeyi, güneydoğusundan başlayarak kuzeybatı yönünde kesmektedir. Akarsu varlığı açısından oldukça zengin olan ilçe, bölgenin hatrısayılır barajlarından olan Çaygören Barajı’nı da bünyesinde barındırmaktadır.
Sındırgı’nın Bitki Örtüsü
Dört yanı yüksek dağlarla çevrili olan Sındırgı’nın yüzölçümünün %51’i ormanlarla kaplı olup sahip olduğu toplam orman arazisi 77.550 hektardır. Orman varlığı açısından en zengin mevkiler ilçenin güney kesiminde uzanan Kertil Dağları ve kuzeydoğusundan yükselen Ulus Dağı’dır.
İlçe ormanlarının en karakteristik ağaç türleri meşe, karaçam ve kızılçamdır.
*Meşe; genellikle sık bir örtü oluşturmayarak defne, karaçalı, pırnal, ardıç ve menengiç gibi ağaççıklarla karışık halde, koru tarzı ormanlar oluşturmaktadır. Bu tarz korularda bitki çeşitliliği son derece zengin olup adaçayı, kekik, kuşburnu, tavşanmemesi ve böğürtlen gibi pek çok yabani bitki türüne rastlanmaktadır. Koruluklar, ilçenin batı, kuzey ve kuzeydoğu kesiminde uzanan tepelerde geniş yer kaplarken dağ sıralarında da yer yer görülmektedir. Meşe örtüsü, geçmişte yerel halk tarafından yakacak temin etmek amacıyla yoğun tahribe uğrasa da kırsal kesimde nüfusun azalmasıyla birlikte ciddi toparlama göstermiş, son yıllarda boşalan tarım arazilerine kadar ilerlemeye başlamıştır.
*Kızılçam; yüksek dağ sıralarında 600-800 metreye kadar görülmekte olup yer yer sıklaşarak saf; yer yerse zemininde meşe, pırnal ve defne gibi türler barındırarak karışık bir orman örtüsü oluşturmaktadır. Akarsu çevrelerinde, ağaççık formundaki çınarlar da ormanaltı bitki örtüsüne dahil olabilmektedir. Bunun yanında bu ormanlar yağmurlu havalarda, melki başta olmak üzere birçok mantar türüne de ev sahipliği yapmaktadır. Kızılçam örtüsü; Orman İşletme tarafından yapılan kesim-dikim çalışmalarıyla git gide genişlemekte, karışık dokunun yerini tek tip kızılçam sahaları almaktadır.
*600-800 rakımdan sonra kızılçam örtüsü git gide seyrelerek yerini karaçam ormanlarına bırakmaktadır. Karaçam da aynı kızılçam gibi yer yer saf, yer yerse karışık orman örtüsü oluşturmaktadır. Karışık dokuda karaçama eşlik eden başlıca ağaççıklar meşe ve böğürtlendir. Ayrıca orman zemininde yer yer eğrelti otu, yayla rakımına yaklaştıkça ise karışık halde ardıç ağacı da görülmektedir. En yaşlı ve geniş karaçam ormanları Sidan Yaylası çevresinde ve Ulus Dağı’nın yükseklerinde bulunmaktadır.
*İlçe genelindeki başlıca akarsu ağaçları çınar, söğüt ve karaağaçtır. Özellikle Simav Çayı boyunca ciddi bir çınar-söğüt örtüsü görülmektedir. Karaağaç, bu örtü içinde nispeten daha seyrek yer almaktadır. Ayrıca dağınık olarak yabani incir ve dişbudak gibi ağaçlara da rastlanmaktadır. Diğer bir yandan yüksek rakımlardaki dere boylarında yabani kavak ve gürgen de görülmektedir. Akarsu kenarlarındaki bitki çeşitliliğinin en zengin örneklerini barındıran yerlerden biri Cüneyt Vadisi’dir.
*Tüm bunların yanında Ulus Dağı’nın yüksek kesimlerinde saf kayın ormanları geniş yer kaplamakta, Simav’a uzanan sırtlarında ise dağınık olarak kestane ağaçları bulunmaktadır. Nemli iklime özgü kayın ormanlarının varlığı yöredeki bitki çeşitliliği açısından oldukça değerlidir.