‘’Sındırgı’yı sıyırdım karaağaca kandil astım.’’ Sözü, Kültür Bakanlığı’nın kayıtlarında yer alan bir atasözüdür. Kütahya Uşak Manisa Afyon illerimizde de kullanılmakta ve bilinmektedir. Aslında bu söz kalıbı sadece bu bölgelerde değil daha geniş bir coğrafyada kullanılmaktadır. Birçok farklı anlamlarda kullanılsa da bu söz kalıbı Türk kültürü açısından bir değerdir. İçinde ‘’Sındırgı’’ kelimesi geçtiği için de Bilge Nesiller Enstitüsü olarak bu söz kalıbının anlamlarını ve kullanım amaçlarını memleketimiz için araştırdık…
1 – DEYİM : SINDIRGI’YI SIYARTMAK, GARAJA KANDİL ASMAK
SIYARTMAK : Gitmek, uzaklaşmak.
(halk ağzı) (Gökköy ağzı) Oğlunu evlendirmek için her türlü yolu deneyip oğlunu evlendiremeyenlere söylenir. Balıkesir’e bağlı Gökköy köyü için Sındırgı uzak bir yerdir. Kız bulabilmek için uzaklara gitti, başka yerlere gidebilmek için de araba garajlarında konakladı anlamındadır. Gökköy, Balıkesir’de kurulan ilk mahalledir.
2- SINDIRGIYI SIYIRDIK, KARAAĞAÇ’A KANDİL BAĞLADIK.
İbrahim Ethem Akıncı, Demirci Akıncıları adlı eserinde; cephe komutanlığından gelen emirle Sındırgı ve Bigadiç istikametinde baskınlar yapması emredildiğini, düşmanın dikkatini dağıtmak için Karaağaç köyünün tepelerine ateşler, kandiller yaktırdığını söylemiştir . Aynı kitapta 54. sayfada Nara Baskını anlatır. Karaağaç köylüler: “Nara’yı bastık Karaağaç’a kandil astık” sözünü kullanırlar. Yani Sındırgı’yı kurtardık Karaağaç’a zaferimizin göstergesi için kandili bağladık, anlamında kullanılmıştır.
Işıklar köyündeki Ahmetli Dededen Sındırgı ve mezarlıktaki Kılavuz Dede ve Karaağaç köyündeki Veliordu, Basamaklı, Kalaycıguneyi ve Botmen dedeleri görülmektedir. Sındırgı ve çevresinde bir tehlike olduğunda ışık dedeleri birbirlerine, Ulus dağından, Uludağa oradan payitahta haber vermek ve iletişim kurmak için kandil kullandıkları da bir efsanedir.
BKZ . http://sindirgida.com/isik-dedesinin-sirri-ve-ulus-daginin-gizemi/
3- SINDIRGI’YI SIYIRDIM, KARA AĞACA KANDİL BAĞLADIM.
SINDI: Makas anlamında halk ağzında kullanılmaktadır. Yağcıbedir halılarının da Sındı (makas) ile sıyırdımları kesilir. Bir rivayete göre Sındırgı makas gibi İki nehir arasındaki şehir anlamından gelmektedir.
SIYIRDIM; Sındırgı yağcıbedir halılarındaki bir sıradaki düğüm sayısına verilen isimdir. Dizmek, sıralamak anlamında da kullanılmaktadır.
Kara ağaca kandil bağlamak ta, eski Türk adetleri gereği dilek ağacı olarak bilinen karaağaçlara çaput, bez, ip gibi eşyalar asılırmış.
Sındır ile sıyırdım, makas ile kestim, Karaağaç’a bu ipleri astım, anlamında kullanılmaktadır.
4- SINDIRGIYI SIYIRDIM, KARAAĞAÇ’A KANDİL BAĞLADIM.
Sındırgı’dan Bigadiç ve Balıkesir yönüne gidenler için’’Sındırgıyı geçtim,Karaağaç köyünde mola verdim… ‘ manasında kullanılırmış. Çünkü Karaağaç köyünden gidilirmiş Balıkesir yönüne.
Kocakurtta Karaağaç’a bir bekçi tarafından yakılan kandil ile Balıkesir yönüne gidenler için eşkıya yok rahatça geçebilirsiniz demekmiş.
++BONUS
SINGILIYI SIYIRDIM, ESKİ SARAYA KANDİL ASTIM
Kıbrıs Türkçe sözlüğünde SINGILIK: Utanmaya boş verip devamlı gezmek anlamında kullanılan sıngılıyı (sıngılığı) sıyırdı, eski saraya kandil astı deyiminde geçer
Buradan da Sıngılı sözcüğünün utanma, çekingenlik,suskunluk anlamlarında olduğu anlaşılmaktadır.
Eski bir Lefkoşa (KIBRIS) darbı meselinde
“Sıngılıyı sıyırdı, Eski Saraya kandil astı!” denir. Anlamı da “çekinmeden gitmediği, gezmediği yer
kalmadı” demekmiş ve rahat rahat çok dolaşıp duran kişiler için kullanılırmış. Eski Osmanlı arşivlerinde de bu söz ; sabah evden rastgele çıkıp, akşam eve gelip de çok yoruldum! diyen boş boş gezen adamlara söylenirmiş.
“Eski Saray” binasının da şuan Kıbrıs Lefkoşa Belediyeler Birliği olarak kullanılan Kadı Menteş Konağı olarak bilinen 1329 yılında, adanın Lüzinyan hakimiyetinde olduğu dönemde Kıbrıs’ın Latin Başpiskoposluk Sarayı olarak inşa edildiği bina olduğu bilinmektedir.
KIBRISLI KADIN ŞAİR – PEMBE MARMARA’nın “Bayram” adlı şiirinde “Sıngılıyı sıyırdım/Eski Saraya kandil astım” şeklinde kullanılmıştır.
BAYRAM ŞİİRİ :
”Sıngılıyı sıyırdım,
Eski saraya kandil astım,
Bir ayağımı mağrıba, bir ayağımı da maşrıka bastım,
Gittim Yavuz’ a bindim,
Durdu aşağı indim.
Küfi dayıdan Tulumba tatlısı yedim.
Kırmızı mendili başına sarılı,
Şalvarlı, sarı gömlekli İsmayılı,
Çifte telli oynarken gördüm.
Heee diye çocuklarla bağırdım,
Fakat sonra yağmur düştü.
Kadınlar bucaklara üşüştü,
Az kaldı Gözlerimden yağmur yağacaktı,
Bayram acı oldu …
İşte bu söz ile görülüyor ki Sındırgı köklü bir halk ağzına sahip. Biz de Sındırgı’da Yaşam çalışmalarımızla bunları geleceğe aktarıyoruz. bizi takip etmeye devam edin.
Yöresel Sözlük Projemize buradan göz atabilirsiniz:
http://sindirgida.com/yoresel-sozlugumuz/