Biliriz ki Sındırgı halkı geçmişten günümüze bir lüks yaşama hevesi içerisidedir. Bu hevesi dedelerimden babalarımdan gördüğüm kadarıyla biliyorum. Örneğin 1980 sonlarında ilk renkli televizyonların Türkiyeye geldiği zamanlar da almış babam, hatta alman teyplerinden biride vardır evde. O zamanlar çok lüks şeylermiş bu tür şeylerin olması.. Köylerde “aa Süleyman dayının evinde televizyon varmış misafirliğe gidelim mi” denildiğini de bilirsiniz.
Tabi bunun yanında araba konusunda da aynı durum söz konusu. “Reno manyağı şehir ” derken anlamışsınızdır heralde. Zamanında polis arabaları olarak kullanılan ve yine o eski zamanların filmlerinde çok sık gördüğümüz Renault 12’lerden bahsettiğimi. Yazımızın başında dediğim gibi Sındırgı halkı bir heves ile almış bu zamanın lüks arabasını. Tabi hava atacak ya komşularına.. Bizim Sındırgı’da pek kullanılmaz ama Balıkesir merkez de kullanılan tabiriyle “kovalaklık” yapacak ya işte arkadaşlarına..
Tabi hava atmanın yanında – bu modeli biraz araştırmam ile gördüğüm üzre- kullanışlık bakımından da çok sağlam bir modelmiş. Fransız mühendislerce maliyeti ekonomik, iç mekanı geniş, bagajı bulunan ve küçük motor taşıyan bir otomobil olarak tasarlanmış ve dünya genelince çok tutulmuş bir araçmış..
Tamam eskiyi bırakalım bırakmasına da Eskilerimizin “Reno Manyaklığı” şuan da bariz derece de görünüyor. Şimdi ki zamana gelecek olursak bu geçmiş zamanda alınan reno 12 leri diğer model ismiyle Torosları ve renault’un farklı benzer serilerini Sındırgı’nın neresine giderseniz gidin. – Merkezde bizzat gözlemledim- her sokakta her boş arazi de en az 1 tane görebilirsiniz bu arabadan. İsterseniz sizde merkezde bir bakın etrafınıza ve sayın kaç tane göreceksiniz.. Sonra bu yazını altına yorum olarak yazın kaç tane gördüğünüzü.. Yaşça büyüklerimiz zamanın da harbi Reno manyağı imişler. Boş arazide yaklaşık 10 tane falan saydığım zamanlar oldu. Diğer şehirlerde genelde gençlerimizde modifiye edilebilirliği – modifiye uyumu bakımından tutulan Tofaşk sevdası varken biz de RenAşk sevdası var işte.. İşin garip yanı bu ya.. Bende bu konuyu ele aldım bu yazımda.. Nede olsa “Sındırgı’da Yaşam”ı anlatmak gerek.
o değilde Sındırgı’ya Reno yatağı olarak bir çok ilden, ilçeden gelenler olur. Sındırgı’da galericilik son derece gelişmiştir. Galericilik iyi olduğuna göre tutulan, güvenilen ve kaliteli galericilik olduğunu belirtebiliriz.
Açıkçası bende memnunum teşekkürler.
bu arada yazı oldukça dikkat çekici olmuş.
Ben Sındırgı’nın köylerinden aslen ama yıllardır öğretmenlik yapıyorum dışarıda. Ama araba almak için illa Sındırgı’ya gelirim. Sındırgıda galericiliği tanıtmak için güzel bir yazı…
Yazma heyecanınızı algılayabiliyorum fakat yukarıda kullandığınız kelimeleri uygun bulmuyorum.”Kovalaklık, manyak” bu kelimelerle niyetinizin bu aracı kullananları aşağılamaktan başka bir yanı yok.İlave olarak yukarıda kullandığınız başka bir cümlede”tabi HAVA atacak komşularına” siz aldığınız bir malla hava mı atıyorsunuz?
Siz yazıdaki espriyi çook yanlış anlamışsınız dostum 😉 Herkes elindeki mal ile hava atmayı sever.. Lafla olmasa da o malı kullaranak. Biz de Sındırgılı Renocu manyaklardanız rahat ol 😉