Anasayfa / Yöresel Lezzetler / Zıkkımın Kökünü Ye

Zıkkımın Kökünü Ye

Markette koca bir reyon çorba ve turşuyla dolu. Önünde kuyruk. İnsan çorbayı niye satın alır ki… Unu kavursan çorba oluyor. Neymiş un zararlıymış. “Zıkkımın kökünü ye” derdi ananem (ebem yada ninem). Su katıp kusmuk gibi bulamaç yaptığın, içinde ne olduğunu anlamadığın bin çeşit harf olan çorba çok yararlı…Saatler içinde yaptıkları turşu çok yararlı. Suyla tuzun içine neyi atsan turşu oluyor. Çok mu zor yapmak da satın alıyorsun. Ben sirkeli isterim illa diyorsan elmaya, üzüme su katsan sirke oluyor. Çorbaya aroma istiyorsan kaymak koy, yap tereyağını evde tereyağı koy. Kaynat tavuğunu tavuk suyu koy. Kremayı yarım saat yoğursan tereyağ oluyor.Domatesi 2 saat kaynatsan salça… Yerin mi yok… Bul yeri musait, temiz bir ev hanımı, yaptır senede bir koy kenarına. Neymiş hijyenik koşullarda kaynamıyormuş. Çürük domatesler o kutulara çok hijyenik koşullarda giriyordu zaten. Dondurulmuş patates almak nedir bir de. Yurdumun dört köşesi patates yuvası. Nerdeyse saksıda yetişecek. Senede iki çuval alsan taşıma derdi de yok. Soğan patatesi çuvalla koydun mu yiyecek bulmaktan korkma derdi anneannem. Al çuvalı koy kenara. İyotlu tuzu kolay aksın diye doldurdun tuzluğuna. Günlük ihtiyacın bir kaç gram sen iyot zehirlenmesi yaşayacaksın yakında. Keçiler senden daha sağlıklı. Kaya tuzu yalıyorlar gece gündüz. Kadınlar pazarında dolu. Gitmeye üşeniyorsan internetten al.

İçinde limondan başka her şey olan limonatalar nerdeyse çeşmelerden akacak. Limonata yapmak çok mu zor? Eriği kaynat, limonu ovala, vişne desen öyle. İçeceğini yapmak çok mu zor?

Ha yoğurt. En kızdığım şey yoğurt. Garibim sadece sütü kaynatıp, içine iki lokma yoğurt koyunca oluyor. Marketteki kase yoğurtlarda süt dahi yokken yoğurt yedirdim sanıyorsun el kadar bebeğine. Yoğurdunun suyunu süzsen süzme yoğurt, ekşitsen peynir… Daha ne yapsın sana.

Sonra tavuk. Kaynar suya diri diri atılıp bayıltılan tavuk neyin şifasını versin sana. Kafese tıkıp yumurtlattığın yumurta neyin proteinini versin. Pazara gidip kestiriver bir zahmet. Gezen tavukların yumurtalarını da biraz ararsan bulursun. Neymiş pazarlar mikrop yuvasıymış. Marketteki hormon yataklarını ye o zaman. Unu, tuzu, suyu karıştırıp iki tepsi çörek yapma, pis fırınlardan yeşil bayraklı diye poğaça al.

Daha ne sayayım. Reçel öyle, erişte öyle, acı sos öyle, tarhana öyle. Tüm sebzeler kurutmaya müsait. Ben gibi elinden iş gelmeyen dahi yapıyorsa herkes yapar. Soğan kokusu olmayan, tencere kaynamayan bir ev yuva olmaz. Şu “at sepete koy sofraya” mantığından artık kurtulmak lazım. Üretmek muazzam bir şeyler. Keyfini çıkarmak lazım.

Yazar: Ayşegül

Merhabalar, adım Ayşegül, okumayı daha çok severim lakin yazmayı da denemek istedim ve böyle başladı benim burada yazarlık serüvenim. Fotoğraf çekmeyi çekilmekten daha çok sevdiğim gibi 10 okuyup 1 yazı yazacağım. Umarım beğenirsiniz :)

Dikkatini Çekebilir

Karakeçili Yörüklerinin Akdağ Yaylası

 Yüzyıllarca Yörüklerin buluşma yeri ya da ayrılık adası Akdağ Yaylası… Bergama’dan Bigadiç’e Sındırgı’ya Yörüklerin hayvanlarını …