Meşe (Quercus) kayıngiller familyasına ait, oldukça dayanıklı bir orman ağacıdır. Dünya üzerinde geniş bir yayılışı olup anavatanı Anadolu, Yunanistan ve Orta Doğu’dur. 400’e yakın alt türünün 18’i Anadolu’da da bulunmaktadır. Ayrıca ”Kasnak Meşesi” endemik bir tür olup yalnızca Isparta-Eğirdir yöresinde görülmektedir. Bazı türleri yaprak dökerken bazı türleri her dem yeşil kalmaktadır. 25 metreye varan geniş tepeli ağaçlardan 3 metrelik çalılara kadar pek çok farklı türü vardır. Meyvesi meşe palamudu olup bazı yörelerde ”pelit” de diye de adlandırılmaktadır.
Görkemli görünüşü, uzun ömrü ve dayanıklı yapısıyla birçok medeniyette önemli bir yer edinen meşe, Yunan mitolojisinde tanrıların tanrısı Zeus’un kutsal ağacı olarak geçmektedir. Antik Roma’da ise Jupiter’e adanmış kutsal bir bitki olarak görülmektedir. Ayrıca türe Galyalılarda da dinsel bir değer atfedilmiştir. Meşe, Türk kültüründe de önemli bir yer edinmiştir. Pek çok türkümüze özenle işlenmiş ”meşe” motifi bu durumun en güzel örneklerindendir. Antik dönem Trakya krallarının yığma mezarlarında palamut motifli altın taçların bulunması Trakya kültüründe de meşeye verilen önemi göstermektedir.
Oldukça dayanıklı bir yapıda olan meşe ağacının, mobilyadan hayvancılığa pek çok kullanım alanı bulunmaktadır. Öyle ki ev eşyalarından gemilere, köprülerden iskelelere birçok beşeriyet unsurunun ham maddesi, dağların kıvrım yapraklısı meşe ve onun dayanıklı kerestesidir. Meşe palamudu, boya üretiminde kullanılırken palamutlardan çıkan pelitler de hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir. Kırsal kesimde yakacak olarak görülen meşe ağacının kabuğu bile yararlı olup çay yapımında kullanılmaktadır. Tüm bunlarla birlikte Anadolu’nun bazı yörelerinde şifalı olduğuna inanılarak meşe palamudu kahvesi de tüketilmektedir.
Meşe, Karadeniz’in nemli ormanlarından İç Anadolu’nun kurak bozkırlarına kadar pek çok farklı ekosistemde bulunabilen bir ağaçtır. Çam, kayın, gürgen, göknar gibi ağaçlarla veya değişik maki türleriyle bir arada bulunabildiği gibi tek başına da orman veya koru oluşturabilmektedir. Mütevazi oluşu ve diğer bitkilerle barışçıl bir yaşam sürmesi türü biyoçeşitlilik açısından oldukça önemli kılmaktadır. Yağmur suları ve gün ışığının zemine ulaşmasına olanak sağladığı için zemininde de bir hayli zengin bir bitki örtüsü barınabilmektedir. Bu denli zengin bir bitki örtüsü ise zengin bir yaban hayatını da beraberinde getirmektedir. Sonbaharda yere düşen palamutları sincaptan yaban domuzunda, geyikten ayıya birçok yaban hayvanına önemli bir besin kaynağı oluşturmaktadır. Ayrıca yaprakları da yabani karacalardan evcil ineklere pek çok otçul türe besin sağlamaktadır. Bununla birlikte genç meşe filizleri de alakarga ve sincapların meşe palamutlarını saklamak amacıyla toprağa gömüp sonradan unutmalarıyla yayılabilmektedir. Çeşitli insan faaliyetleriyle meşe ötüsünün tahrip edilip arazinin çıplak bırakılması veya yerine tek tip ağaç dikimi yapılması ekosistemlerin doğal dokusunu bozmakta ve yaban hayatını olumsuz etkilemektedir.
Meşe ağacını koruyalım, sevelim…