1960’larda Türk sinemasında ismen tanınmış efelerin hayatlarına yer verilmiştir. Lakin bu filmlerde kanunlara karşı duran, kendi kurallarına göre adalet sağlayan efeler olarak tanıtılmışlardır. Hatta “EFELENMEK” kelimesi baş kaldırmak, isyan etmek anlamında dilimize yerleşmiştir. Bir çok eserden okuduğumu ve atalarımdan sözlü gelenek ile bana aktarılan bilgileri derleyerek kısaca size Efelerin Gerçek Yönünü anlatmaya çalışacağım.
Milli Mücadele Öncesi Efelerin Durumu
Osmanlı Devleti son döneminde jöntürkler olarak bilinen yurtdışında eğitim alıp gelen daha sonra önemli görevlere getirilen paşalar, Sultan Abdülaziz Han’ın katli ile darbe yaparak daha da önemli köşeleri tutmuşlardı. Sonraları bu şekilde artan makam mevki yarışı ile devletin memurluk düzeni bozulmuş fuzuli harcamalar yükselmişti. Devletin dış borcu iyice artmış çözümü bazı keyif verici madde vergilerin arttırımında bulunulmuştu.
O Dönem Anadolu’da Etnik Durum
Anadolu’nun Ege ve Marmara bölgesinde ise sadece Türkmen boyları değil birçok göçmen – muhacir yerleştirilmişti. Çeşitli yerlerde isyan etmiş yada Avrupa’daki toprak kayıplarında yerinden edilmiş boylar, Yıllardır hiç sorun çıkarmamış Ege Bölgesine Türk köylerinin arasına serpiştirilerek kaynayan Anadolu’da sükunet sağlanmaya çalışılmaktaydı.
Çeşitli Sebeplerle İsyan Eden Efeler
Anadolu’nun tütün gibi keyif veren madde ile tanışmasıyla ege bölgesinde Tütün üretimi artmış, vergi vermek istemeyenler kaçakçılığa başvurmuşlardı. Yukarıda anlattığım gibi çeşitli etnik gruptakiler örneğin Rumlar çeteleşmiş ve uzun zamandır baş kaldırmaktaydılar. Bu buhranlı zamanda boşluktan yararlanan bazı Türkmen köylerinin gençleri, beyleri ise delikanlılığın verdiği ateşle düzene ve sisteme isyan etmeye başladı. Kaçak – izinsiz işlerden hapse girenlerin aileleri hiddetleniyor, daha da isyankar oluyordu..
1900’lülerin başında Osmanlının memurluğundaki bozulma ve merkezi zayıflığından yararlanarak zaptiyelerin – kolluk kuvvetlerinin ellerinden kaçan efeler dağlara çıkmış orada yaşamaya başlamışlardı.
İstanbul yönetimi ne kadar merkezi zayıflığı olsa da kaçakçılara, Rum çetelere, hakiki eşkıyalara karşı tanınmış askerler – eşkıya avcıları göndermiştir. Ayrıca daha sonra Osmanlı, kaynayan Anadolu’da efeleri bir düzen sağlayıcı – Rum çetelerine karşı mücahid- kolluk kuvveti olarak kullanmak üzere önemli görevler vermişti.
Milli Mücadelede Efelerin Rolü
Cesaret ve gözü pekliği ile halk arasında tanınan, ölümlerinden sonra adına türküler yakılmış efeler ve torunları, 1920’den sonra önemli roller üstlenmişlerdi. 1.Dünya Savaşının sonucunda Yunanlılar Anadolu’yu işgale başlamışlardı. Yunanlılar tüm köyleri kontrol altına almak istiyor ve karşı çıkanları yakıp yıkmaktaydı yada göçe zorlamaktaydılar. Bu durumu gören dağ eteklerine küçük küçük köy kurmuş efeler yunan ordusunun bu tutumuna karşı dağlardan saldırılar düzenlemekteydi. Anadolu’da ise işgal haberlerine karşı Milli Mücadele (yerelde) duyguları dalga dalga yayılıyor ve efeler yetiştirdikleri kızanlar ile Yunan işgalcilere saldırılarını sıklaştırmışlardı. Kuva-i Milliyeci Efelerin bu hızlı, ve ani saldırıları Ankara’nın dikkatini çekiyordu.
Daha sonra Ankara’da kurulan meclisten Ege’de önemli görevlerde bulunmuş Baş efelere mektuplar yazılmış ve birliğe davet edilmişlerdi. Birliğe kabul edilenler olduğu gibi Çerkez Ethem gibi bazı nedenlerden “asi” denilip sürgün edilen yada ölüm fermanları verilenler olmuştu. Çünkü Ankara, yönetimi tam sağlamak amacıyla kendinden kuvvetli bir ekip istememekteydi. Sadece Ege’de değil Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de bu durum uygulanmıştır.
Efe – Zeybek ve Kızan Kavramları Nelerdir?
Efe, Zeybek ve Kızan arasındaki ilişki. bir Efe, Zeybek gruplarının başıdır. Zeybekler arasında kahramanlık yapmış cesur ve mert kişiler arasından efe seçilir. Zeybekler, efenin emriyle kızanları yetiştirirler. Zeybeklerden eğitim gören, silahlı onur adamlardan oluşan genç kişilere, kızan denir.
Milli Mücadele şehit düşen efelere SELAM OLSUN! Ruhları Şad olsun.
[Örnek: MAKBULE EFE’nin HAYATI]
Dedem, Kürendereli Süleyman Efe (Öztürk)’nin son sözü:
Gerçek efeler kanunlara değil, zorbalara karşı durmuştur. Namusa, mala, cana kastetmez efe. Bu güzel huylarından ötürü bütün köylü halkı, efelere maniler yakmışlardır, çok severler efeleri. Artık şimdi o efelikler de bitti..