Salavat Çeşmesi, Pürsünler Mahallesi sınırları içerisinde bir çeşmedir. Kaynağı, mesire yerinin kuzeyinden geçen yoldadır.
Salavat suyunun bulunuşu ile ilgili farklı rivayetler anlatılmaktadır. Anlatılan o rivayetlerde, ortak tek bir nokta vardır. O da suyu ilk bulanların, bir sebepten dolayı salavat getirmiş olmalarıdır. Çeşmenin İsmi de suyu bulanların salavat getirmesinden kaldığı söylenmektedir.
Salavat çeşmesinin çamaşırhane olarak kullanılmaya başladığı dönemde çeşmenin üstünde ufak bir çatı varmış ve çamaşırhanenin etrafı basit bir duvarla çevriliymiş. O yıllarda kadınlar, çamaşır yıkarken yağmura yakalanırlarsa, çeşmenin o küçük çatısının altına sığınırlarmış. O anıları, 1950’li yıllar öncesinde köyde yaşamış olan yaşlıların anlattığını bugünün yaşlıları hatırlamaktadır. Köylüler daha sonra kadınların daha iyi koşullarda çamaşır yıkayabilmeleri için eski Çamaşırhane binasını inşa etmişler. Eski çamaşırhane, şimdi var olan çamaşırhanenin hemen arkasında Çaygören barajına giden yola sıfır olarak inşa edilmişti.
Eski Çamaşırhane binası dört bölümden oluşmaktaydı.
– Çeşme ve yalak (Bina içinde pek kullanılmasa da bir de kuyu mevcuttu)
– Çamaşırlık
– Banyo
– Ocakbaşı
Eskilerin anlattıklarına göre eski çamaşırhane üç defa ortaya çıkan hasarlar nedeniyle tamirat görmüştür. En son tamirat 1930’lu yılların ortalarında Muhtar Ahmet Aydın (Boyacı) döneminde yapılmıştır.
1978 yılına dönemin Muhtarı Ahmet İşçi tarafından, çamaşırhaneyi besleyen kaynağın suyu yetersiz görülünce kaynak yeniden kazılarak derinleştirilmiş ve su artırılmıştır. Derinleştirilen kaynağın suyu çamaşırhaneye çıkmayınca otuz metre aşağıya taşınarak bugünkü çamaşırhane yapılmıştır.
Yeni çamaşırhanede eskisine benzer şekilde inşa edilmiş ama bazı değişiklerde yapılmıştır. Eski çamaşırhanede su yalağı (Akır) çeşmenin sol tarafı boyunca uzanırken yenisinde binanın tam ortasında bir havuz büyüklüğünde yapılmıştır. Eskisin de ocakbaşının üstü açıkken yenisinde kapalıdır. Eskisinde çeşme sadece bina içindeyken yenisinde içme suyu almak için gelenlerin içerde çamaşır yıkayan kadınları rahatsız etmemeleri için bina dışına da çeşme yapılmıştır.
Yeni çamaşırhanenin bölümleri
– Çeşme ve yalağı
– Banyo
– Çamaşırlık
– Ocakbaşı
-Tuvalet
– Dış çeşme
– Su deposu (Sonra eklendi)
– Mescit (sonra eklendi)
– Mesire alanı (sonra eklendi)
1980’li yıllarda köyde öğretmenlik yapan Salih Çapan öğrencileriyle birlikte eski çamaşırhanenin bulunduğu alana çam fıstığı fidanı dikerek o alanı ağaçlandırmıştır. Ağaçlandırılan bu alan daha sonra Muhtar Mustafa Sevim döneminde mesire alanı olarak düzenlenmiştir. Aynı dönemde çamaşırhanede tadilat yapılmış ve mescit ile su deposu eklenmiştir.
2000’li yılların başında Sındırgı merkez ve çevre köylerden Salavat suyuna rağbet artınca, gün içinde uzun kuyruklar oluşmuştur. Kuyrukları azaltabilmek için su deposu yapılmıştır.
Son yıllarda salavat çeşmesinin suyu, kurak geçen yaz ayları ve sonbahar başlarında hiç akmayacak şekilde kesilmektedir. Bu nedenden dolayı çeşmenin kaynağındaki kuyudan su, dalgıç pompa ile çekilerek yapılan depoya verilmektedir. Yalnız, çeşmede ilk su kesilmesinin olduğu yıl göz önüne alındığında o yıl, köy civarında beş altı tane 60 ile 100 arasında sulama amaçlı sondaj kuyusu açılmıştı. Çeşmenin Suyunun kesilmesinde kuraklıktan çok, çeşmenin kaynağına yakın sulama amaçlı sondaj kuyularının açılmasının etkisinin olduğunu söyleyebiliriz.
Kaynak: Lütfi Koca (1928)
Zeynep Tekel (1930)
Sevim Albayrak (1940)