Alışma süresinde en çok yemekler konusunda zorluk çektim çünkü aldığım her şey burada çok farklı. Şimdi 6 ay oldu, Türk yemeklerini çok özlesem de burada ki farklı yemekleri tatmanın keyfini yaşıyorum.
Slovakya’da ikinci ayın başında dans kursuna başladım. Kursumun ilk günü dans salonuna gittim ve herkes bana çok soğuk davrandı. Gönüllü olduğumu ve Türk olduğumu söyledim. Herhalde hepsiyle barıştık…
Kurs sonunda 51 yaşında ismi Lea. Teyze bana su ikram edip spor sonrası beni evine götürüp yemek ikram etti. Yemekten sonra kahve içelim dedik ve evinde “Türk kahvesi mi içmek istersin? Diğer kahvelerden mi?” diye sordu. Türk kahvemizi içerken televizyonu açtık ve Türk dizisi çok mutlu olmuştum. Çok iyi bir arkadaşım oldu kendisi burada ki insanlar Türkleri ve Türk dizilerini çok seviyor. Slovakya nisan ve mayıs aylarında mükemmelleşiyor çünkü inanılmaz doğası var.
Burasının çok derin bir tarihi yapısı yok çünkü 23 Temmuz 1992 tarihinde Çekoslovakya devleti Çek ve Slovakya olarak, iki ülkenin ayrılması konusunda anlaşma yapılarak 31 Aralık 1992 tarihinde ülke “barışçı” bir anlayışla iki ülkeye ayrıldı. Slovakya büyük bir ülke değil 5.45 milyon ve dili Slovakça. Gördüğümde çok şaşırdığım yerlerden biri Muran kalesi, kale de Türkleri gözetleme yerleri bulunuyor.
Son olarak da Slovakya’nın başkenti Bratislava’ dan bahsetmek istiyorum. Old town olduğu yer de bir çok tarihi binalar ve kafeler var (hepsi birbirinden güzel) Bratislava kalesi manzarasıyla birlikte mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Daha birçok şey var ama yeterince uzun oldu.
Yeni yerler keşfetmenin ve yeni insanlar tanımanın mutluluğu hiç bir şey de yok. Bu günlerde seyahat edemesek de doğa bizimle Sağlıklı ve huzurlu günleriniz olsun!